muhtemel bir hüznüm var.
dokunaklı şarkının -es- verilen yerinde
muhtemel mutluluğum,
"beklemek" kelimesinin az biraz- -ötesinde
gurursuz kırgınlıklarım, yenilgilerimin ardışığı
gözlerin, karanlığıma sataşan ay ışığı.
sesin özlemim, sesin ılıkbahar.
nefesinin dilimde tomurcuklanan tadı var.
dininin dinimde Tanrıma eşdeğer saygısı
be inançsız neden bize makul gördün yalnızlığı ?
yahut bu yarım kalmışlığı;
bitirsek desem, bitirmesek desen
kavuşsak desem, kavuşmasak desen
öpsem, öpsen, öpüşmesek desen
faydası olur mu tarihi geçmiş pişmanlığın
gittiğin günde serilen naftalin kokulu halıların
üzerinde
sevişmek desen, sevişememek desen.
şimdi muhkem zihnimi çatlatan düşünsel sancılarım,
susmaya sebepleniyor gevezeliğin ertesinde
bir fincan kahveye kırk yıl hatır sayan kadının
koca bir adamı hatıralara hapsedişini,
fincan
fincan hatırlayacağım.
Safa Eren